Kayıt Ol
 
Sitemizde Verdigimiz Porgram indirme linkleri Çalışmıyorsa KIRIK LİNK BİLDİR yazısına tıklayınız...

Taksim`de yıllar sonra sinema okulu
Okunma sayısı 3878 defa
20 Şubat 2018, 01:56:22


İstanbul`un kültür ve sanat merkezi İstiklal Caddesi`nde yeni bir sinema-televizyon okulu açıldı. Okul, öğrencilerine Londra`daki ünlü sinema-tv okullarından Cavendish College diplomasını veriyor.


Yazı boyutunu büyütmek için Okulun direktörü Yusuf Kaplan, `sinema eğitimine yeni bir soluk, sinema-televizyon ortamına da hem kalite, hem de canlılık getireceklerini` söyledi. BSF Akademi Sinema-TV okulunda sinema, televizyon ve reklam dünyasının tanınmış isimleri ve akademi dünyasının seçkin isimleri ders verecek. SİNEMA-TV DÜNYASI CANLANACAK İstanbul`un kültür ve sanatın nabzını tutan İstiklal`de BSF Akademi bünyesinde Sinema-TV Okulu`nun açılışı bir basın toplantısıyla kamuoyuna duyuruldu. BSF Akademi`nin binasında geçekleştirilen basın toplantısında ilk sözü alan BSF Akademi`nin Genel Müdürü Bilal Arıoğlu, BSF`nin kuruluş felsefesini, faaliyetlerini ve amaçlarını anlattı. Türkiye`deki sinema-televizyon eğitimine gözle görülür bir canlılık getirmeyi düşündüklerini belirten Arıoğlu, güçlü bir teknik altyapıya, saygın ve deneyimli bir eğitim kadrosuna sahip olduklarını ifade etti. Okulun başına medya dünyasının tanınmış isimlerinden Yusuf Kaplan`ı getirdiklerini söyleyen Arıoğlu şunları söyledi: `Yusuf Kaplan Hocamız, pek çok medyanın kuruluşuna öncülük etmiş bir isim. Türkiye`de televizyon dili konusundaki ilk kitabın yazarı. Ayrıca İngiltere`de uzun bir süre yaşayan Yusuf Kaplan Hocamız yüksek lisans öğrenimini Londra`da tamamladı ve medya sektöründe çalıştı. Bilgi Üniversitesi`nde lisan ve yüksek lisans düzeyinde dünya sineması, iletişim teorileri ve sosyal teori dersleri verdi. Yusuf Kaplan Hocamız, iyi bir eğitim programı ve güçlü bir eğitim kadrosu hazırladı.` `SİNEMA-TELEVİZYON EĞİTİMİNE YENİ BİR SOLUK GETİRECEĞİZ` BSF Akademi Sinema-TV Okulu`nun direktörü Yusuf Kaplan da `Türkiye`de sinema-televizyon eğitimine yeni bir soluk getireceklerini` söyledi. `Bunun için iyi bir eğitim programı, zengin bir teknik altyapı, güçlü bir eğitim kadrosu ve iyi bir akademik yöntemin şart olduğunu` belirten Kaplan: `Dünyanın gelişmiş ülkelerinde sinema-televizyon eğitiminin iki temel amacı vardır. Birincisi, sektöre genç sinemacılar ve televizyoncular kazandırmak. İkincisi de, özgün film dili ve özgün televizyon formatları geliştirilmesine olanak tanıyacak güçlü bir teorik ve pratik altyapı sunmak` dedi. `Dünyada sinemaya en büyük katkıları, sinema-televizyon okullarından yetişen sinemacılar yapmıştır` diyen Kaplan konuşmasını şöyle sürdürdü: `Mesela Yeni Amerikan Sineması`nın kurucuları Francis Ford Coppola ve Martin Scorsese gibi yönetmenler sinema okullarından mezundur. Amerikan sinemasının son kuşak yönetmenlerinden Tarantino da aynı sinema okulundan yani UCLA`den mezundur. Yine İngiltere`de, Fransa`da, Rusya`da film sanatının ve film dilinin gelişmesine en büyük katkıları yapan yönetmenler sinema okullarından mezundur. Üstelik, Londra, Moskova ve Paris`teki sinema okulları, Latin Amerika ve Afrika`da çığır açan öncü sinemacıları da yetiştiren okullardır. İşte biz, dünyada olan şey neden Türkiye`de de olmasın diyerek BSF Akademi bünyesinde Sinema-TV Okulu`nu açmaya karar verdik. Orta ve uzun vadede hem sinema ve televizyon dünyasına yeni bir soluk getirecek, hem de Türkiye`de birinci sınıf sinemacıların ve televizyoncuların yetişmesine olanak tanıyacak, özgün film dillerinin ve televizyon formatlarının geliştirilmesine katkıda bulunacak parlak ve heyecanlı bir sinemacılar ve televizyoncular kuşağı yetiştirmeyi hedefliyoruz.` İYİ BİR MÜFREDAT BSF Akademi Sinema-TV Okulu genel direktörü Kaplan `sinemaya ve televizyona yeni bir soluk getirebilmenin öncelikli yolu, güçlü bir eğitim programına ve zengin teknik altyapıya sahip olmaktan geçer` dedi. Kaplan şöyle konuştu: `Güçlü eğitim programından kastettiğim şey, teori ile pratiğin ustalıklı bir şekilde aynı anda verilebilmesidir. Teori, bir alanın temelini oluşturur. Temeli iyi atılmayan bir bina uzun süre ayakta duramaz. Teori, bir yol haritası sunar. Yol haritası olmayan insanlar, nereye, nasıl ve niçin gittiklerini ve gitmeleri gerektiğini bilemezler. Eğitimin pratik yanı ise bir yolculuktur. Yol haritası belirlenmiş bir eğitimden sonra yolculuğa çıkmaktır. O yüzden, temel eğitimsiz eğitim, temelsiz eğitimdir. Öğretilen alanın kapsamı, kapsama alanı ve gelecekte alabileceği şekiller çok özlü, anlaşılır bir şekilde öğretilmelidir. Alanın sınırları ve ufukları gösterilmelidir. Öğretilen alanda gerçekleştirilebilecek yeniliklerin, yeni atılımların nasıl gerçekleştirilebileceği gösterilmeli, genel bir ufuk çizgisi sunulmalıdır. Ondan sonra bu teorinin yanında güçlü bir pratik eğitim verilmelidir. Teknik altyapınız sağlamsa, güçlü bir eğitim kadronuz varsa, hem teorik, hem de pratik eğitimden maksimum sonucu alabilmeniz kolaylaşır. Ancak bundan sonra sektörü parlak sinemacılar, televizyoncular, reklamcıların yetiştirebilirsiniz.` MEVLANA`NIN PERGEL METAFORU Kaplan bütün teorik derslerin de uygulamalı ve proje tabanlı olduğunu belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü: `Bütün sanat türlerinin olduğu gibi sinemanın da kaynağı bir ülkenin kültürel, sanatsal, estetik ve düşünsel birikimleridir. Klasik Hollywood Sineması, 2400 yıl öncesine giden Aristo`cu drama geleneğinden beslenir. Karakterlerin çizilişi, öykünün çatılışı ve ilerleyişi, izleyicinin film metinleriyle ilişkisi büyük ölçüde Aristocu dram geleneğine dayanır. Yine Avrupa sanat sineması, İncil`in labirentvari yapısından beslenir. Bugün Latin Amerika sineması, Afrika sineması, Çin, İran, Kore sineması gibi sinemaların önemli atılımlar gerçekleştirmelerinin nedenleri de, hem kendi kültürel kodlarını ve estetik ifade biçimlerini, hem de çağdaş kültürü çok iyi özümseyerek, oradan yaratıcı bir ruh üretebilmeleridir. Türkiye`de de hem bizim zengin kültürel dinamiklerimizi ve ifade biçimlerimizi iyi özümseyen, hem de çağdaş dünyayı iyi tanıyan kuşakların çok güçlü filmler yapacaklarını, dünyada ses getirebilecek film dilleri geliştireceklerini dünya sinemasına baktığımızda görüyoruz. O yüzden, eğitim anlayışımızdaki kalkış noktalarımızdan biri, Mevlana`nın pergel metafordur. Yani bir ayağımızı buraya sağlam bir şekilde basarak diğer ayağımızla bütün dünyaya açılmak. Sadece dışarıya açılmak, yalnızca taklitle sonuçlanır. Sonuçta ortaya özgün bir şey çıkmaz. Sadece içeriye kapanmak da, insanı körleştirir. Buradan da özgün bir şeyler çıkmaz. Ama hem kendi kültürel dinamiklerimize ve ifade biçimlerimize, hem de aynı anda bütün dünyaya açılmak, müthiş bir sinerji üretir. Buradan çok büyük işlere imza atabilecek parlak yetenekler çıkabilir. İşte biz iki dünyayı da iyi tanıyan, evrensel düşünen ve küresel işlere imza atacak, özgüveni yüksek bir sinemacılar ve televizyoncular kuşağı yetiştirerek, ülkemizin sinema ve televizyonda uzun vadede dünya sinemasına ve televizyonculuk anlayışına önemli katkılarda bulunacak önemli yenilikler, atılımlar ve yeni bir soluk getirmek istiyoruz.` İNGİLTERE`DEN SİNEMA DİPLOMASI Kaplan, sinema-televizyon eğitimine ne tür yenilikler ve katkılar yapacakları konusunda da şunları söyledi: `BSF Akademi Sinema-TV Okulu olarak Londra`daki Cavendish College`la ortaklaşa bir program yürütüyoruz. Cavendish College, bildiğiniz gibi, İngiltere`de sinema ve televizyon sektörüne önemli isimler yetiştirmiş okullardan biri. Çok iyi bir müfredatı var. BSF Akademi Sinema-TV Okulu`ndan mezun olacak genç arkadaşlarımız, aynı zamanda Cavendish College Diploması alacaklar. İsterlerse eğitimlerinin son yılını İngiltere`de bir üniversitede tamamlayabilecekler. Bu konuda Cavendish aracılığıyla İngiltere`deki üniversitelerden BSF`ye özel, dikkate değer indirimler yaptıracak anlaşmalar yapmış durumdayız. Okulumuzdan mezun olacak arkadaşlar, hem çok iyi bir İngilizce öğrenecekler; hem Cavendish College Diploması alarak isterlerse dışarıda sinema sektöründe çalışma ve akademide eğitimlerine devam etme olanağına kavuşacaklar.` GÜÇLÜ BİR KADRO BSF Akademi Sinema-TV Okulu genel direktörü Kaplan `sinemaya ve televizyona yeni bir soluk getirebilmenin öncelikli yollarından biri de güçlü bir eğitim kadrosuna sahip olmaktan geçer` dedi. BSF Sinema-TV Okulu olarak güçlü bir eğitim kadroları olduğunu belirten Kaplan şunları söyledi: `Okulumuzda sinema, televizyon ve reklam dünyasının öncü ve tanınmış isimleri ders verecek. Halit Refiğ, Feyzi Tuna gibi Türk sinemasının kurulmasında öncü roller oynayan önemli yönetmenler, Ömer Lütfi Mete, Salih Tuna gibi tanınmış senaristler, Mesut Mertcan gibi kendine özgü bir tarz ve `ses` sahibi sunucular var. Profesör Edibe Sözen gibi iletişim teorisyenleri var. Gürkan Zengin gibi televizyon haberciliğinde ve haber programcılığında dil ve tarz geliştirmiş parlak televizyoncular, Semih Kaplanoğlu gibi genç kuşak yönetmenler, Aşkın Sağıroğlu ve Alparslan Bozkurt gibi utsa kamera, ışık ve ses uzmanlarımızı da zikretmek isterim. Ayrıca Türk sinemasının ve televizyon dünyasının yıldız isimleri de kadromuzda olacak. Bu isimleri önümüzdeki haftadan itibaren duyuracağız.` `ZENGİN BİR TEKNİK ALTYAPI` Kaplan, BSF Akademi Sinema-TV Okulu`nda herkesin bütün teknik cihazları kullanacağını, bütün derslerin uygulama-tabanlı verileceğini söyleyen bu konuda da iddialı konuştu: `Öğrenci sayımız sınırlı olacak. Dersliklerimiz 12-15 kişi`yi geçmeyecek. Zaten toplam 120 kişi alacağız. Kaliteyi yükseltmek ve bütün katılımcılarımızın her şeye bizzat katılmalarını sağlayabilmek amacıyla katılımcı sayısını sınırlı tuttuk. Okulumuzda zengin bir teknik altyapı var. 35 mm, 16 mm film kameraları da var; çeşitli televizyon kameraları da var. Işık, ses gibi diğer teknik donanmlarımız da bir hayli zengin. Ayrıca animasyon konusunda da çok iddialıyız. Zengin bir teknik altyapı, sınırlı sayıda öğrenci ve güçlü bir eğitim kadrosuyla herkesle teker teker ilgilebileceğimiz keyifli bir eğitim ortamı oluşturacağız.` `HERKESE İYİ İŞ BİR İŞ İMKANI` `Geleceğin sinemacıları, geleceğin televizyonları, geleceğin yönetmenleri` sloganıyla yola çıktıklarını söyleyen Kaplan, `herkese iyi bir iş imkanı sunacak bir eğitim` vereceklerini belirterek şöyle konuştu: `Hem okulumuzdaki teknik altyapımızın zengin olması; hem de Türkiye`deki pek çok televizyona program yapan, dizi çeken, belgeseller üreten 20`ye yakın yapım şirketiyle ortaklaşa çalışıyor olmamız, katılımcıların iyi yetişmesini, öğrenim görürken çok iyi bir pratik yapmalarını kolaylaştıracak bulunmaz bir imkan. Katılımcılarımızın hepsi öğrenimleri sırasında bu projelere katılabilecekler. Daha okul bitmeden iyi iş olanaklarına kavuşmuş olacaklar.` BSF AKADEMİ PLATFORM OLACAK BSF Akademi Sinema-TV Okulu direktörü Kaplan, sinema, televizyon ve diğer kültür ve sanat alanlarında periyodik olarak düzenleyecekleri film gösterileri, söyleşiler, konferanslar ve atölye çalışmalarıyla sinema-televizyonla ilgili sorunlarda platform oluşturmayı ve okulu platform haline getirmeyi düşündüklerini belirtti. Okulun 6 Ekim`de başlayacak eğitim yılını, Atıf Yılmaz ve Bülent Oran`ı anma programlarıyla açacaklarını söyleyen Kaplan, bu konuda da şu açıklamalarda bulundu: `BSF Akademi`de düzenli ve özel toplu film gösterimleri düzenleyeceğiz. Sinema, televizyon ve reklam dünyasının öncü isimlerini okulumuzda katılımcılarımızla buluşturacağız. Katılımcılarımız, onlarla çalışmaları konusunda söyleşiler gerçekleştirecekler. Türk sinemasının, televizyonun ve diğer sanat türlerinin sorunlarının tartışılacağı düzenli panel ve konferanslarla bu konularda geniş tabanlı, bütün kesimlere açık bir platform oluşturmayı ve platform haline gelmeyi düşünüyoruz.

Kayıtlı